31 Aralık 2012 Pazartesi

2012' YE VEDA

 Arılığım her yıl büyümeye devam ediyor.İştahım dur durak bilmiyor.2013 planlamasında koloni sayısını daha da artırmayı planlıyorum.Bakalım nerde dururum::))
 Ofisimdeki arılarımın kontrolünü yaptım.Bir aya yakındır bakamamıştım,vaziyetlerini görmek istedim.
Özellikle de iki tane ruşetim var ki onların durumu benim için daha önemli idi.Bu ruşet onlardan biri.Görüntü benim pek istediğim bir görüntü değil.
....................................

Yazlıktaki arılığımda işler yolunda gibi.En azından dışarıdan yaptığım gözlemlerde olumsuz bir görüntüye rastlamadım.Eşek arılarının iki ruşete giriyor olmaları biraz canımı sıktı o kadar.Hava sıcaklığı 7-8 derece civarında olduğundan ,arılar salkımda ama eşek arıları çalışmaya devam ediyor::((

Eşek arılarını ıslah mı etsek acep::))

Arılardan uzak kalmak zor...

Allah'tan ofisimin balkonun da arılarım var.

Hafta arası sıcaklık değerleri 10-12 civarında seyredince fırsat bu fırsat deyip ufak bir kontrol yaptım.

Asıl merak ettiğim iki ufak yarım çerçeve arısı olan kolonilerdi.Bu kolonilerin birisinin anası posof,diğeri ise kafkas .

Salih abiden aldığım analar bunlar.

İkisininde yarım çerçeve arısı var.Aslından yapmam gereken kışa girerken bu kolonilere arı takviyesi yapmak.Aklın yolu bir.

Fakat ben biraz ters birisiyim.

İyi olduğunu söylemiyorum ama bu özel anaları çok önemsememe rağmen yine de takviye etmedim.Huyum bu işte ne yaparsın.

Geçen yıl aynı kıllığı Mehmet Yükselin hediye ettiği özel ana kolonisinde de yapmıştım.Kışı başarı ile çıkarmış tım.Bakalım bu sefer kedi bu işe ne der::))

Bu iki koloniyi haliyle özel bir uygulamaya tabi tuttum.Malum havalar bir ay civarında arı uçuşuna elvermeyecek kadar soğuk.Balkonda ortalama sıcaklığı 10 derecenin altına düşürmüyorum.Dışarıda sıcaklık değerleri ne olursa olsun.1 çıtadan fazla arısı olan kolonicikler için bile bu pek sorun olmuyor.Fakat elimdeki bu iki koloni,kolonicik bile değil.

Haliyle bu iki koloniyi soğuk havalarda balkonda değilde ,ofisteki odaların birisinde 22 derece sıcaklıkta misafir ettim.Ruşetin altındaki ızgarayı tamamen açtım.15 gün böyle geçti.

Hafta içinde ahval nasıldır diye merakla açtım ama gördüm ki bunları sıcak ortama alarak iyilik yerinde kötülük yapmışım.

Bir sürü ölü.

Dedim ya ,bazen aklın yolu bir olsa da benim olmuyor::((

Başta yapmam gerekeni şimdi yaptım::((

Artık onları da balkondan çıkarmıyorum.

Bir arı kolonisi için iyi kış demek ,düzenli salkımda kalması demek.Yani sıcaklık değerlerinin iniş çıkış gibi dalgalanma yapmaması demek.

Ben bunun tersini yaparak arıcı sıcak ortama almış,arı içeride dolanıyor ama ne yavru atabiliyor ne de dışarı çıkabiliyor.Polen yok ki arı yavru atsın.koloni açık değil ki dışarıdan taşıyabilsin::((

Neyse ki analarımız hala sağ.

Umarım  bundan sonra bir terslik yapmam::((

Bugünlerde en çok ihtiyacım olan şey zaman...

2012'nin son yayınını ,geçen yılın bir değerlendirmesini yapmak istemiştim.Fakat yeterli zamanı bulamadığımdan bunu 2013 yılının ilk yayınına bıraktım.

Mevlam bizlere ve bütün arıcı dostlarıma 2013 yılını sağlık,huzur ve mutluluk içinde yaşamayı nasip etsin.

SLm ve Muhabbetle...

6 Aralık 2012 Perşembe

HAYATIMIZ FOTOROMAN::))


 Bakan-Doktorum al balık ye ,kırmızı et sana gelmez , balık ye balık...
 Doktor-Hadi len ...
-Bana yedireceksin..Ben Kayseri'liyim....
-Ben ne yiyeceğimi bilirim....
 Bakan-Allah Allahhh...
-Yahu yemezsen yeme...
-Yaw Saim bak birde kolonya felan döküyon adama...
 Bakan- Gel vatandaş gellll...
-Aydıncık pazarı burası gellll...
-Ulen bir tutarsa tamamdır , bu akşam hesaptan yırtarız artık...
 Bakan- Yaw Doktorum,çok sağlıklı bunlar ,süper...
Doktor-Hahahahaha ::))
-Bende şimdi yedim...hihohohohoho::))
 Bakan- Bak Saimcim Doktor inanmıyor ama ,bunlar afrodizyak etkisi yapıyor.
-Hiç bir yerde bulamazsın bunları...
Saim-Iıııııhhhh...İnanmam...yemezler...

 Bakan- Yahu Hışır abi bari sen  al be abi...
-En azından hesaba sayarsın yani...
Hışır-Hımmm...Yok kalsın , ben nasıl olsa hesabı alırım...

Bakan-Ne yaptımsa olmadı.Bari en azından yedirdiklerimi kayıt altına alayım.Bakarsın yarın birgün yemedik felan derler...

Hışır-Gel bakim sen buraya...
-Ne var ne yok sökül bakalım paraları...
Bakan- Abi bulaşıkları yıkasam...
Hışır-İyiiii, olduuu ::((
-Bak arkada bal var ,bende sana bal satayım::((

Doktor-Ohhh ohhhh ,ne harika bir görüntü yaw.
-Hem zevkini çıkarayım ,hemde resim çekeyim ki aklıma geldikçe bakar gülerim::))

.............

Malum sezon sonu.Haliyle arıcılar artık gevezelik yapacak mekan arıyor.

Epey zamandır Bakan'a planlı baskın yapmanın hesapları içerisindeydik.Biz ne zaman tarih belirlesek Bakan İstanbul'u terketti.

Tabii bizde de hata var.

Ayan beyan haberli baskın mı olur...

Nihayet Bakan baktı ki artık kaçacak yer yok,sığınacak liman kalmadı ,Hışırda buluşmaya karar verdik.

Muhteşem abi olmasa ben randevuyu unutmuştum.Allah 'tan Kayserili Doktorumuz var...

Programda Zafer abi de vardı ama bir son dakika trafik gazası dolayısıyla aramıza katılamadı.Buradan geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha yineliyorum.

Zafer abi önemli değil canın sağolsun,diğer baskınlara gelirsin::))

Muhteşem abi ,Bakan bu sefer de il dışına kaçmasın diye daha mesai saati bitmeden belediye ye baskın yaptı::))

Bize geldiniz mi  diye telefon teyiti alınca ,Bakanı tuttuğu gibi hışıra getirdi.

Artık hışırda ne olduğunu biliyorsunuz::))

Çıkışta Bakan hesabı ödeyince ,evi kaybetmesin diye Muhteşem abiye emanet ettik ve geriye döndük::))
.......
Artık gevezelik zamanı.

Arıcıların bir araya gelip sohbet etme sezonu başladı diyebilirim.Sanalda ve telefonda ne kadar sohbet ederseniz edin ,canlı ,karşılıklı muhabbetin yerini tutması mümkün değil.

Her anıyla mükemmel bir akşamdı.Bilgi paylaşımları olsun , uygulama paylaşımları olsun,arıcılığa dair anılarımız olsun ,süperdi yani.

Hışır abi etrafımızda ; artık yeter tarzında dolanmaya başlayınca kalkmak zorunda kaldık.Yoksa bize kalsa devammm.

Bakan bu akşamdan gerekli dersleri almıştır diye düşünüyorum.Bir organizasyon ayarlamadığı müddetçe ,kabak başına patlayacaktır.Bu duruma da Hışır abi sevinir diye düşünüyorum.

Arkadaşlar ,sizleri görmek güzeldi....

SLM ve Muhabbetle...

4 Aralık 2012 Salı

PETEKLERİ NASIL SAKLAMALI

 Kovan örtülerinden eksiklerim vardı.Bir kısmını bu hafta tedarik ettim.Fakat hala ruşetler için olan örtüler hazır değil.Umarım Arı Evinden Ercanın kulakları cınlamıştır::))
 Depo alanım.Hala yapılması gereken o kadar iş var ki i kışı burada çıkarırım diye düşünüyorum.Ortada da ise 3 adet kabarmış petekleri saklama raflarım görünüyor.
 Rafların açık haldeki görüntüsü.Bir tanesi 200 civarında petek alabiliyor.Burada sakladığım petekleri üç sınıfa ayırıyorum.Soldaki kabarmış temiz beyaz petekler,ortadaki kabartılmış esmer petekler ve sağdaki ise kabartılmış polenli petekler.

Sınıflandırmayı yapmamın iki amacı var.

Birincisi , aradığımı anında elimin altında bulabilmeliyim.Mesela Baharda beyaz petekler lazım olurken,Sonbaharda esmer petekler lazım oluyor.

İkinci ise ,tedbir amaçlı.

Bu sistemde sakladığımız petekler ,benim meramda Temmuz ayına kadar sorun oluşturmuyor.Temmuz ayında hala burada polenli petekleri muhafaza etmeyi sürdürüyorsanız ,peteklerde güve sorunu baş gösteriyor.

Bunun için kullanımda önceliği polenli çerçevelere verdiğimde Temmuz ayında elimde polenli çıta kalmamış oluyor.Haliyle güve sorunumda olmuyor.

 Bu sistemde ise maliyetsiz saklama yöntemi.En üstteki boş katın üstünü sinek teli ile kapatıyoruz.
 Tercihe göre 4,5,6 gibi kat atıyoruz.Resimde görüldüğü gibi en alta alt ızgarası açık boş kovan koyuyoruz.İçine kabarmış petekleri diziyoruz.Polenli çıta dahil karışık olabilir.

Önemli bir ayrıntı ,en alttaki boş kovan altı açık bir sehpa da yerden yüksek olmalıdır.Bu sayede 5 katlı kovan içinde hava sirkülasyonu oluşacaktır.Bu hava sirkülasyonu sayesinde ,peteklerdeki güve yumurtaları hiç bir zaman gelişebilecekleri müsait ortam bulamayacaklardır.
Nihayet körükçümü iş başında gördüm.Bal sağımındaki hayal kırıklığındanmıdır nedir bilemem ,ogün bugündür kayıp.İki kolonisinde kat indirilmesi gerkiyordu ki, bunları özellikle indirmedim.Gelsin kendi işini yapsın .Bu sayede arılıkta yüzünü görmüş oluruz::))

.............

Arıcılığa başladığım ilk yıllarda kabarmış petekleri saklamak büyük sorun olmaya başlamıştı.

İlk yılımda boş katları üst üste dizmiş ve aralarına yeşil ceviz kabuğu koymuştum.Fena da değildi hani.

Sonraki yılda ise kükürt ile güve mücadelesi yapmaya çalıştım.Fakat büyük hata idi.

Hem çok zahmetli,hemde 10-15 günde bir kükürtlemek zorundasınız ,üstelik petekteki kalıntı açısından da sıkıntılı bir durum idi.

Üçüncü yılımda ise ; asitli mücadele yapmaya çalıştım , o da bir hayal kırıklığı oldu.

Artık tamam dedim,buraya kadar,bu böyle olmaz.

Yalovalı Yusuf'un arılığında kabarmış peteklerini nasıl sakladığını görmüştüm.Petekleri çatı boşluğunda raf gibi dizilmiş ,üstü çatı ile kapalı ama diğer tarafları açık sayılabilecek durumda muhafaza ediyordu.

Bende aynı sistemi , yazlığın verandasının çatı altına demir ızgaradan ,her tarafı ızgaralı sistemde  kapalı olacak şekilde yaptırdım.

Yine aynı yıl ikinci bir sistem olarakta boş katlı kovanda da petekleri muhafaza ettim.Deneyip en doğru sonuca ulaşmalıydım.

O yıl uyguladığım her iki sistemde sorunsuz işledi.Her ikisinde de güve sorunum olmadı.Uygulama sonucunda başarıyı elde edince ,bu sefer bu üç adet raflı sistemi demirciye yaptırarak muhafaza etmeye başladım.

Sadece geçen yıl ,polenli muhafaza ettiğim çıtalardan kalan bir kısım petekleri Temmuz ayında da devam edince onlarda güvelenme oldu.Bu sayede de Temmuz ayında polenli çıtanın raflarda kalmaması gerektiğini de öğrenmiş oldum.

İşi bilen arıcının sermayesi,kabarmış petekleridir.

SLM ve Muhabbetle...

29 Kasım 2012 Perşembe

TERASTA ARI BAKIMI


                                     
Ettim eyledim bu hastalığı anama da bulaştırdım...sayılır::))

Ufacık ruşetlerim ona emanet.Başlarında sarıca nöbeti tutuyor.Yakaladı mı anında kelleyi götürüyor.

Babamında arıya ilgisi çok fazla ama o arıdan korkuyor.Ne yaptımsa o korkusunu bir türlü attıramadım.Bir defa ikna ettim arılığa bakıma götürdüm,olacak buya gel sen bir arı tam kaşından vur::((

Göz mosmor ...gidiş o gidiş...Babamla şimdilik sadece arı muhabbetini yapabiliyoruz.
 Terasın genel bir görüntüsü.Köşede yavru kuzularım...
 İki adet üç cıtalık ufak ruşetlerim.Muhafazalı halleri böyle.
 Yapay yalıtım ...Ruşetçiklerimin etrafını içi elyaf yorgan ile bir güzel sardım.Üstüne de branda kovan örtüsünü  
yerleştirdim mi,işlem tamam oluyor.
 Yarım çıtalık ruşetim.Bu koloni aslında 3 çıta civarında mevcutu vardı.Yazlıkta yağmaya uğradı ve bir avuç arısı kaldı.Askerini kaybettiğinden şimdi terasta da sarıca eşek arılarının tacizine maruz kalıyor.İş anama düşüyor anlayacağınız:)
 Bu ruşetin bir tane yavrulu çıtası var ve onun bir yüzünün görüntüsü.
 Aynı çıtanın diğer yüzünden bir görüntü.
 Bu ise yarım çıtadan biraz daha fazla ama bir çıta arısı var diyemiyorum.
 Bunun iki çıtasında yavru var.Çıtanın bir yüzü.Diğer yüzünde de yine aynı oranda yavru var.
 İkinci yavrulu çıtası.
 İkinci çıtanın diğer yüzü.
Bakım ve kontrollerini yaptıktan sonra üstlerine keklerini koydum.Bu ruşete ise biraz ayrıcalıklı davrandım ve bal da koydum.İki çıta da yavru olunca hakettiler doğrusu.

Bu aralar kovanlarda yalıtım üzerine kafa yoruyorum.

Bazı arkadaşlarımızın dudak büktüğünü görebiliyorum::))

Almanya da Mehmet Yüksel kovanların alt ızgarasını açarken , sen burada kovanda yalıtımdan bahsediyorsun::))

Arıcılıkla ilgili konuları değerlendirmeye tabi tutarken dikkat etmemiz gereken en önemli nokta bulunduğumuz coğrafi nokta ve arılarımızın durumu.

Mehmet Yüksel Almanya da arılarını kışa sokarken 15-20 çıta arası mevcutla iken ben kışa girerken 6-7 çıta ortalamasındayım.

Yani aynı şartlarda değiliz.

20 çıtalık bir mevcuttaki arının altını açmaz isen zaten kış ortasında oğul verdirirsin arıya::))

Diyeceksiniz ki arı soğuktan ölür mü ...yokkkk ölmez.

O halde neden yalıtım???

Koloni de arı mevcutu 6 çıta ve üstü ise yalıtıma gereksinim yoktur.Fakat kolonide arı mevcutu 5 çıta ve altı ise bu sefer kovanda yalıtım önem kazanıyor.

Yani ruşetlerden bahsediyorum.

Şimdi benim arılığım da 2,3,4,5 çıta arı mevcutu olan ruşetlerim var.Ofiste ve Terasta 0,5 ve 1 çıta arı mevcutu olan üç çıtalık ruşetlerim var.

Birisi bana bu mevcuttaki ruşetin yalıtıma ihtiyacı olmadığını söylesin bende dinleyeyim.

Geçen yıl terasta  2 çıtalık arısı olan ruşetleri kışlatmış ,üç ruşetten kışı çıkaran olmamıştı.

Görünürde açlık vesair gibi hiçbir belirti yok.Sadece arı ölüsü var.

Bunun sebepini daha iyi anlamak ,koloni de yalıtımın artısını ve eksisini görebilmek için terastaki yarım çıtalık kolonilerimi sarabildiğim kadar sararak bir nevi yalıtım yapmaya çalıştım.

Bu kolonileri saralı bir hafta oldu.İlk gözlemim arı bahar modunda yavru alanını genişletmiş.Şuan için beklediğim gibi.Bundan sonrası  ise , kışın çetin şartlarında bu kolonilerin ne yapacağı.

Bakalım mevcutunu artırarak kışı beklediğim gibi atlatabilecek mi.

Bu ve bunun gibi soru ve sorunların cevaplarını uygulamalı görmek benim açımdan iyi bir deneyim olacak.

SLM ve Muhabbetle...



27 Kasım 2012 Salı

Kabarmış Petekleri saklama yöntemleri

Kovanların örtülerini bu hafta koydum.
Bu kovan önünde yağma belirtileri var.İlginç olan bu kovan ve yanındaki 5-6 kovanda aynı durumda.Arı ölülerine bakacak olursak yağma belirtisi.Fakat yağma yapmasını gerektirecek birşey yok.Bu kolonilerde sıvı beslemeyi keseli üç hafta oldu.Kovanları açıp karıştırmadığım için şimdilik sebepini henüz tespit edemedim.
Petekleri ancak düzene koymaya başladım.

Arıcı olarak ,nihayet tatilim başladı diyebilirim:)

Yoğun geçen bir sezonun ardından ,yapılacak bir çok işi ertelemek zorunda kaldım.Nihayetinde arılara hafta da bir gün ayırabiliyorum.Bir günü de zaten ancak yapılması gereken acil işlere ayırıyorum.

Bu sezon sağımı geç yaptığımdan dolayı zaman daha da daralmıştı.Öyle ki kovanlardan çıkardığım kabarmış petekleri istifleyip ayıramadım.Sadece gelişi güzel dizebilmiştim.

Hafta sonu hava fena değildi.Kovan açmadım ama istesem açabilirdim de.Lakin bu zamanlarda çokta karıştırmak taraftarı değilim.

Geçen hafta kovanların birisini aktarırken dikkatimi çeken bir nokta vardı ki ; koloni kovan girişini içeriden kendisine göre o kadar güzel ayarlamış ki,aktardıktan sonra üzüldüm.keşke hiç başlamamış olaydım dedim.Zaten ondan sonra da ,kalan 5 kovanı değiştirmeyi de bıraktım.Artık onlar yeni sezona.

Şimdi yapılması gereken öncelikli iş,arılığın düzenlenmesi.

İlk olarak kabarmış petekleri düzenledim.Beyazları bir bölüme,esmerleri bir bölüme ve esmer olupta polenli olanları da diğer bölüme alıyorum.

Bunu düzenli yaptığımda ,zamanı geldiğinde herşey elimin altında gibi anında ulaşıyorum.

Kabarmış petekler arıcının sermayesidir.Aynı zamanda muhafaza etmesi de en zor olanıdır.

Saklama yöntemlerim konusunda detaylı yayını sonraki haftaya bırakıyorum.

2 yıldır kovan örtüsü kullanıyorum.Faydasını gördüm ,görmeye de devam edeceğim.

Bana göre iki büyük faydası var.

Birincisi ; Kovanın kendisini dış etkenlerden ( yağmur ve kar gibi) daha uzun ömürlü olmasını sağlıyor.

İkincisi ise; Rüzgarın etkisini kırması ve bir şekilde kovana izolasyon sağlaması.

Ve son olarakta ,kaçıran kovan kapaklarının yüzünden içeri su girmesine engel olması.

SLM ve Muhabbetle...

19 Kasım 2012 Pazartesi

KIŞ'A HAZIRIM...

 3 Çıtalık bir ruşet.
Kek ve şurup ile besleme sonucunda yavrulu çıtalardan bir tanesi. 
 Bu da diğer yavrulu çıta.
 Bu ruşet ise 2 çıta mevcutu olan bir koloni.Bir de not düşeyim.

Resime bakıpta ,iki çıtalık bir koloniyi beş çıta da neden tutuyorsun diyeceksiniz.Sormadan ben diyeyim.

Poşetle şurup beslemesi yaptığımdan ,ruşette beş çıta olmaz ise ,poşet boşluktan aşağı kendini salarak ruşetin  dipini boyluyor.Mecburen her ruşet beş çıta da.En azından şimdilik.
 Bu koloni de yavru faaliyetine bir çıta da devam etmiş.
 Aynı çıtanın diğer yüzü.
Kolonilerimin yancıları.Koloninin sıcaklığından yararlanıp kapak kenarlarına yerleşiyorlar.Özellikle de mevcutu az olanları tercih ediyorlar.Koloniyi pek rahatsız ettikleri söylenemez.Fakat yine de her kapak acışımda beni rahatsız ettiklerinden benim düşman listemde yerlerini alıyorlar.

Koloni bakım ve kontrolleri için güzel bir hafta sonu idi.Rüzgarsız ve 14 derece civarı sıcaklık güzel bir ortam 

Kış kapıda ,geldi geliyor derken ben hazırlıklarımı tamamladım.Artık gelse de olurrr gelmese de...

Hafta sonunda ,havada müsait olunca özellikle ruşetlerin bakımına eğildim.Normal koloniler ise kışlama moduna girdiler.Artık bana ihtiyaçları yok.Ruşetlerin ise stok durumları gayet iyi ama yine de son posta şuruplarıda onlara verdim.Kışın soğuğunda ,mevcutları az olduğundan en fazla enerjiye ihtiyac duyacak olanlar onlar.Tabii haliyle bal'a...

Her sonbaharda kek ve şurup la besleme yapıyordum.Ekim Ayında keki kaldırır ,stok şuruplamasına geçiyordum.Bu yıl aynı sistemde başladım ama bu sefer keki kaldırmadım.Sonbahar bakımlarına geç başladığımdan dolayı ,yavrulamayı kesmesinler istedim.Faydasını da gördüm .2-3 çıtalık ruşetlerde iki  çıta da yavru faliyeti hala devam ediyor.

Bunda kekin faydası var ama ananın genç olması ve koloni mevcutunun yeterli seviye de olmayışı da bir etken.

Kış'a girerken yavrulu çıtalar aynı zamanda bir risk.Baskın bir soğuk hava dalgasından arının mevcutu yavrulu bölümü saramadığında bu sefer de arıcının istemediği bir durum , adi yavru çürüklüğü problemi olasılığı vardır.

Fakat bütün bu risklere rağmen ufacık ruşetlerde iki yavrulu çıta görmek beni çok ama çok mutlu etti.

Şimdi artık besleme ve ilaçlama ile ilgili bir uygulamamız kalmadı.Kışın ortasında sadece bir ilaçlamamız kaldı.

Arıcıların tatili şimdi başlıyor.

Benim acımdan yapılacak bundan sonraki işler sadece kovanlardaki izolasyonu iyileştirmek.Mevcut çıtayı daha yukarılara nasıl taşırım bunun hesabını yapıyorum.

Yine  sezonun yoğunluğundan ötürü bir türlü düzen ve tertibi sağlayamadığım malzemelik depom var.İlave yerleştirilmeyi bekleyen peteklerim var.

Tatil demişken ,arıcının tatili ancak,sezonda yapamadığı işleri yapabileceği zamanının olması demek... 

SLM ve Muhabbetle...

12 Kasım 2012 Pazartesi

KOVANLARDA YALITIM

 Ruşetler de son tur şuruplamayı yaptım.Öncesi...
 ve sonrası.Bu zamanda yapılabilecek ideal şuruplamadan bir örnek.
Yazın ruşetlerde havalandırma daha rahat olsun diye kovanların altını bu şekilde açmıştım.Lakin önümüz kış ve ne yaparım diye biraz kafa yordum.Bu haliyle kışa sokamazdım.3 Çerçeve arının ısınması biraz problem olur kanaatindeyim.

Akşam 'a doğru kolonilerin normal bakımlarını bitirince ,bu delikleri nasıl kapatacağımı da buldum.Elimde sert strafor parçaları var idi.Bu deliğe uygun şekilde keserek kapattım.Tabii resim almayı unuttum:)

Geçen hafta kışın geldiğine dair uyarılar yapmıştım.Beklediğim kadar sert bir geçiş olmasa da kışa adımımızı attık.Gece sıcaklıkları şuan 12 derece civari .Gayet iyi sayılır.Fakat bu hafta içinde 10 derecenin altına düşeceğini gösteriyor.Bundan sonra gündüz güneşine aldanmamak lazım.

Büyük kolonilerin bakım ve stoklamalarını geçen hafta bitirmiş idim.Fakat ruşetlerde hala eksikler mevcut idi.Onlarında stok işini bu hafta hallettim.Geriye kaldı yalıtımı.

Geçen yıl üç ruşet kışa sokmuş ve bunları kıştan çıkaramamıştım.Mevcutları bunlara göre daha azda olsa ,görünen o ki arı mevcutu itibariyle bu yörede ısınmayı sağlayamıyor.Bu yıl bu şekilde kışa girecek 20 civarında ruşet var.Onun için yine risk almak istemiyorum.Bir şekilde bu kolonilerin ısı yalıtımını artırmalıyım ama nasıl...

Geçen yıl ben bu ruşetlere sadece branda dış örtü bezi ile kapatmış,hava sirkülasyonunu düşürmüş ve içeride oluşan hava koridoru ile yalıtımı biraz da olsa artırdığımı düşünüyordum.Ama yeterli gelmedi.

O halde ne yapmalı...

Strafor la çevrilemeyecek kadar dağınık pozisyondalar.Bir arada olsalar hepsini bir daire içine alıp düzen kurabilirim ama değiller.

Ne yaparım bilmiyorum ama bir çözüm yolu olmalı.

Tecrübe , zaman içerisinde yaşayarak öğreniliyor.Bunu okuyarak veya şırınga içerisinde elde edemiyorsun.

Geçen yıl aldığım karar ,artık kışa girer iken kesinlikle ruşet kovanlarda kışlama yaptırmayacağım.Sırf bu kararımdan ötürü , Temmuz ayından sonra ana üretimi yapmadım.Bir kolonide sorun çıkmış ise ana üretmek yerine o koloniyi birleştirmeyi tercih ettim.Fakat yinede elimde bu kadar ruşet kaldı.

Neden mi ...

Bu ruşetleri Mayıs ayında iki çıta arılı ve kapalı yavrulu almış ve hepsine de ana vermiş idim.Hadi bir kaç tanesinde ana sorunu yaşamış ve analanması geçikmişti.Fakat Haziran da 2 çıta arılı ve analı olupta nasıl oluyorda bu koloni 3 veya 4 çıta da olabiliyor.

Bu yıl akıl sır erdiremedim bu işe.Üstelik yaz boyu besleme ve ilaçlaması da düzgün yapıldı.

Daha önceki yıllarda ,aynı ayda yaptığım 2 çıtalık bölmeler kışa 8 çıta civarında girerken nasıl oldu da bu koloniler bir türlü mevcutlarını artıramadılar hala anlamış değilim.

Sadece bir ihtimal aklıma geliyor o da yağışların yaz boyu pek olmaması.İstanbul ortalamasına göre kurak bir yaz ve sonbahar sayılır.Bu sebeple yeterli polen gelmemiş olabilir.Başka da bir sebep göremiyorum.

Velhasılı yine kışa tam olarak girdiğim söylenemez.Bu sefer tedbiri elden bırakmayıp bu ruşetlerin ısı yalıtımını istediğim gibi sağlayabilir isem iyi olacak.

Yine uyarımızı yineleyelim.

Kış kapıyı çalıyor::))

SLM ve Muhabbetle...


5 Kasım 2012 Pazartesi

KIŞ KAPIDA...

 Sakla samanı gelir zamanı hesabı.Bu kovan örtülerini alalı 4 yıl felan olması lazım.Aldım alalı atıl kalmışlardı.Kovanın üstüne tam olarak oturmadıklarından kullanamamıştım.Hatta bir ara öylesine vereyim gitsin diye de düşünmüştüm.
 Bu yıl işe yaradılar.10 çıta arılı kolonilerin üstüne örtüyü koyuyor,onun üstüne de gazete kağıtı koyuyorum.Zaman içerisinde yeterli neme doymuş olan gazeteler yenisiyle değiştirilecek.
 Ve en üste de branda dan kovan örtüsünü koyuyorum.
 Bu ise her yıl yaptığım koloni sıkıştırma yöntemi.Kovan içindeki boşluğa gazeteleri buruşturarak koyuyorum ki ,hem nemi çeksin hemde ısı izolasyonu yapsın.Yine en üste ise tam gazete koyuyorum.
 Kovan alt çekmeceleri ince bir plakadan oluşuyor.Kışın bunun koloni için bir sorun olacağını düşünüyorum.
Öneri ise Salih Abiden gelmişti.Strafor.Hazır elimde eski kapakların altındaki straforlarda boşa çıkınca iş tamam olmuş oldu.

Meteoroloji aylık hava tahminlerine göre kış kapıya geldi dayandı.Bu hafta ortasından itibaren yağışlı bir havaya girilecek ve sıcaklıkta düzenli olarak düşecek.Özellikle de gece sıcaklık değerleri 7 derece civarını görecek.Arıcıların gündüz sıcaklık değerlerine bakarak aldanmaması lazım.Malum gece koloniler doğalgaz ile ısınmıyor::))

Kolonilerim genel olarak stok durumları nerdeyse tamamlanmak üzere idi.Sadece acil olarak yapılması gereken sıkıştırma işlemleri idi.Bu haftalık bakımda önceliği buna verdim.

Kolonilerimi geçen yıl kışa gazete kağıtı koymadan sokmuştum.Kış sonunda bir miktar nem sorunu yaşadağını gözlemleyince bu yıl tekrar daha önce de yaptığım gibi gazete kullanarak sıkıştırma işlemlerini yaptım.Bundaki amacım gazetenin kovan içerisinde iyi bir sıcaklık dengesi sağlayacağını düşünüyorum.Nem dengeleyici görevi görecek.Bu da ısınının daha dengeli kalmasını sağlayacak.

Biraz açıklamak gerekirse ; Karasal iklimdeki bir  yer gece ile gündüz arası sıcaklık farkları fazladır.Ve daha da soğuktur.Tipik karasal iklim.Bunun sebepi de havada yeterli nemin olmayışıdır.Ankara gibi.

Buna mukabil İstanbul gibi sahil kesimlerde ise bu farklar daha azdır ve daha yumuşak bir kış geçirirler.Bunun sebepi de yine nem'dir.

Biraz coğrafya dersine döndü iş ::))

Kovan altlıklarında farklı bir sorunile karşı karşıya kaldım.Kolonilerdeki keklerden dökülen şeker parçaları altta nem ile buluşunca erime oluyor.Bu da karıncalara davetiye çıkarıyor.Bu önümde büyüyen bir sorun gibi görünüyor.Biz kolonilerde kışlık temizlikten kaçarken ,bu sefer her hafta sonu ızgara temizliği ile karşı karşıya kaldık::((

Kolonilerimin tam olarak olmasa da bugün kışa girsem gözüm arkada kalmaz misali hazır sayılırlar.Kaç haftadır Muhteşem abi ,benimkiler kışa hazır diye hafta sonu haberlerinde hava atıyordu.Artık bizde hazırız beyaaa::))

SLM ve Muhabbetle...

22 Ekim 2012 Pazartesi

DOST ZİYARETİ...

 Arıcı ziyareti olur da, arı karıştırmadan olmaz mı...
 Salih abi ve  kızı Büşra hanım.
 Birde hatıra fotoğrafı...
 Bir baktım kümesin çatısında birisi dolanıyor.Mevsimin son kalan hasatlarının peşinde.
Gün sonuna doğru ortama babamda katıldı.Salih abi ile koyu sohbetlerinde onları başbaşa bıraktım.


Bu hafta sonunu  Salih abiye ve ailesine ayırdım.Ne de olsa hafta içi Kurban bayramı ve onun getirdiği boş zamanlar var.Yapılacak işleri hafta içinde nasıl olsa hallederiz .

İki yıldır Salih abi,her ziyaretine gittiğimizde kahrımızı çeker.Tabiri caiz ise beni oturtturacak yer bulamaz.Tabii ailecek öyleler.Eski Karadenizin son numunelerinden.

İstanbula bir program için geldiğinde ,sağolsun beni de pas geçmedi.

Bana gelmeden önce kısa bir köy turu atmasına rağmen birinci elden beraber bir turda biz attık.Bir günü beraber geçirdik ama gelen arıcı olunca saatler yeterli gelmiyor.

Zaman geçtikçe birşeyi daha öğreniyoruz.

Arı sadece bal,polen,propolis üretmiyormuş.

Nice böylesine kadim dostlukların da oluşmasına vesile oluyor.

SLM ve Muhabbetle...