31 Aralık 2008 Çarşamba

HİCRİ VE MİLADİ YILIMIZ KUTLU OLSUN


Ömürden geçen bir yılın verdiği hüzün ve gelecek yıldan beklentilerimizi bağladığımız umut dolu günlerin verdiği tatlı bir sevincin eşiğinde yeni Hicri ve Miladı yılınızı kutluyorum....

27 Aralık 2008 Cumartesi

BİR SORUNUM VAR...


Evet arı dostları benim bir sorunum var.

Resimde de gördüğünüz gibi kovanlarım açıkta.Dolayısıyla yazın sıcaklık konusunda sorun yaşıyorum.Bu yaz kovanları açtığım zaman benim gözlemlediğim kovan içi sıcaklığı dengelemekte arılar çok efor sarfetmek zorunda kalıyor.Straforla falan çözüm bulmaya çalıştım lakin yeterli olmadığını da gözlemledim.

Şimdi ne yapmalıyım...

Asım abinin arılındaki gibi muhafaza etmeyi düşünüyorum fakat onun benim oradaki rüzgarlara bu yapının dayanabileceğini düşünmüyorum.Üstelik yapı yıkılırken kovanları yanında götürme ihtimali de var.

Bir diğer yöntem ; belli aralıklarla 2-3 m boyunda beton direkler diktirip üstüne kafes tel ile bağlantı yaptırdıktan sonra üzerine branda veya benzeri benzeri birşey ile örtmeyi düşünüyorum ama onunda ses yaparak arılara rahatsızlık vereceğinden endişeliyim.

Bir başka düşüncem kovanların bulunduğu yerin hemen yanına fidan ekerek ağaçların gölgesinden yararlanmak fakat bu yöntemde de en büyük sorun fidanların bakımının yapılamaması olacaktır.Dolayısıyla büyüyemeyen fidanın gölgesi de olmaz.

Ve son olarakta hali hazırdaki kovanları mı yetişmekte olan fidanlarımın her birine dağıtmak.

Düşünüyorum da bir arada bakımını yapmakta zorlandığım kovanları dağıttığım zaman nasıl yaparım.Ya daaa yapabilirmiyim...!

22 Aralık 2008 Pazartesi

BEKLENTİLER

Son arıcı...
Ortanca kızım koloni takip çizelgesini yazma da bana yardımcı oluyor.Arı sevgisini bu yaşta aşılamaya çalışıyorum.Şehirde yetiştiriyorum ama köye ve hayvanlar alemine dair ne varsa onları tanıtmaya çalışıyorum.

Artık arılarımızı kış uygusuna yatırdık.Malumunuz ilk yılım olduğundan dolayı arıcılık takvimine tam uyduğum söylenemez.Arı dostları sayesinde elimizden geldiğince yetişmeye çalıştık.Her arıcı gibi kovanların sağlam ve yeterli mevcutta bahara çıkarabilmeyi umut ediyoruz.

Bilgi ve tecrübe sahibi arı dostları sayesinde öğrendiklerimizi uygulamaya çalıştık.Bir arı misali bütün arı dostlarının tecrübelerinden yararlanmaya çalıştık.Ana kaynak Ali Türk ( namı diğer Arı bakanı) rehberliğinde Almanya'dan Mehmet Yüksel Bey,Doktorum Muhteşem Bey,Asım Kadıoğlu ve diğerleri.

Öğrendiklerimizin ışığında kovanlarımızı kışa soktuk.Dostların takvimini uyguluyoruz ama tereddütlerimizde yok değil.Biz onlardan öğrendiklerimizi bölgemdeki arıcılara aktarmaya çalışıyorum.Tabii onlar mazileri bize göre çok daha fazla olduğu için dudak bükenler çok ama bunun yanında bize güvenen ve bizi takip edenlerde yok değil.

Beni ne ürkütüyor biliyormusunuz...beni takip edenler.

Neden sorusunu duyar gibiyim.

Şöyleki ; bizim buralarda eski arıcıların tamamı kışın arılarını kekle beslemeye devam ediyorlar.Bunca yıllardır beslemeye devam etmişler.Bende kalktım sizlerden öğrendiklerimin sayesinde bunun ne kadar yanlış bir uygulama olduğunu örnekleriyle beraber anlatmaya çalışıyorum.

Peki farzet ki biz yanıldık ve bizim dediklerimizi uygulayanlar kovanlarında zayiat verdiler.Halim nice olur düşünmek bile istemiyorum.Gelde ürkme.

Arı dostlarında bazı eksikler görüyorum.Dostlar arasında uygulamalara muhalefet yok.Bunu tecrübe sahibi arıcılara söylüyorum.Yahu kalkın bir tane yazılana da muhalefet edin karşı tezlerinizi örnekleriyle beraber yazın ,yazınki bizde doğru yaptığımıza emin olalım.Muhelefet etmek arı dostları arasında farklı bir gözle algılanıyor ben de bunu anlayamıyorum.

Şahsım adına şuana kadar hiç bir arı dostu ile tanışma fırsatım olmadı ve hiç biriyle de bir organik bağlantım yok.Şimdi benim muhalefet ettiğim bir konudan ne gibi bir çıkarım olabilir ki ?

Koca bir hiç...

Bazen diyorum ki keşke birkaç yıllık tecrübe sahibi olsaydım da muhalefet yapabilseydim,ama yok.

Muhalefet olsun diye muhalefet yapılmaz ki.

Bloglarda yorumları okuyorum bir tek muhalefet yok.Tabii bu arada umarım blog sahibi yorumlara sansür uygulamıyordur.

Birde yorumların blog sahibi tarafından onaylanmadan yayınlanmaması.Neden çekiniyorlar anlamıyorum.Eleştirilmek te hakaret boyutuna ulaşmadığı müddetçe güzeldir.Kendi duruşundan emin olan bir insan eleştiriden neden çekinsin ki...

Bizi Dünya'daki günahlarımızdan ne kurtaracaktır biliyormusunuz ?

Kıldığımız namaz veya ibadetlerimiz değil.Sadece ve sadece Allah'ın affına mazhar olmak.Tabii bütün ibadetlerimizi bu affa mazhar olabilmek için yapıyoruz.Bunları neden mi yazıyorum...

Bir arı dostunun bizim veya sizin için diyeceği bir Allah razı olsun cümlesi bizi kurtarabilir.

Bunu unutmayalım.

17 Aralık 2008 Çarşamba

DOĞRUYA GİDEN YOL

Yeni ekipim.Ayakta duran fikir babası ki aynı zamanda babam olur operasyon yönetmeni.Maskeli olan amcam diğer tombilide oğlu.Eee ekipi işe koyduktan sonrada bize de fotoğraflamak düştü.Gerçi işin zor kısmı bize düştü ama ne yaparsın.

Biraz uzak kaldığımın farkındayım.Ama mazeretim var.Tabii bir ilkokul öğrencisi gibi elektrikler kesikti falan demiyeceğim.Lakin benim daha bir geçerli mazeretim var.Ne de olsa yaş gittikçe kendimize daha iyi mazeretler üretebiliyoruz.

Malumunuz inşaat sektöründe faaliyet gösteriyoruz.Bizim sektörde bayram önceleri yoğunluk hat safhadadır.Bütün işçiler bayrama izine gidecektir ve sen buna göre gerek iş sahasını gerekse de parasal operasyonları kısa zaman içerisinde yapmak zorundasın.İşin yoğunluğu ve yanında getirdiği stresle birlikte maaslef blogumuza zaman ayıramadık.Kısa zaman dilimleri bulduğumuz zamanlarda çayımızı yudumlarken ancak sizleri takip edebildik.

Arkasından da bayram tatilini göz önüne alırsak bugüne kadar geldik.

Şimdii,nerde kalmıştık ?

Evet...

Kovanlarımızın maruz kaldığı şiddetli lodosun verdiği zararlarda.Rüzgar maalesef yoğun bakımdaki bir kovanımın sönmesine sebebiyet vermişti.Bu beni hattinden fazla üzmüştü.

Verdiğim ilk zayiattı.Neyseki o kadarla kaldık.

Bizim bundan kendimize dersler almamız gerekiyordu.Kovanların üstüne koyduğum onca ağırlığa rağmen nasıl bu zarara sebebiyet vermişti.
Bir çözüm yolu bulunmalıydı.Bu konuda ilk başvurulan mercii babamdı.Ne de olsa yılların getirdiği inanılmaz bir tecrübe vardı.Ne yapabiliriz konusunda bir kafa patlatmacadan sonra babamın fikrini uygulamaya karar verdim.
Çözüm ;
Kovanların üstüne daha önce ağırlık olarak koyduğumuz taş sadece bir bölgeye baskı yapıyordu.Şimdi ise üçlü ve dörtlü kovan grubları halinde yaptığımız sistemde üzerlerine playwood dediğimiz yani bir çeşit tahta koyuyoruz.Bu tahtayı ise kovanın altındaki ayaklıklara ,gerdirme yöntemiyle demir çubukları kullanarak sıkıştırıyoruz.
Bir öncekine göre avantajımız uyguladığımız baskı nokta değil dört kovana birden olduğu için sistemin hata vermeyeceğini düşünüyoruz.Bu düşüncemizi ilk rüzgarda deneme fırsatını yakalayacağız.Umarım bu sefer hata yapmamışızdır.