22 Kasım 2016 Salı

TERASTAN HABER VAR


Şehirdeki  arılığım... :)

Evimin terası....


Kızlarım hazırlığını iyi yapmış ...


Stoklarını tam yapmışlar.Yavru alanı her iki çıtada da bu kadar devam ediyor.


Yukarıdaki çıtalar bu koloniye ait.İki çıta arı mevcutu var.


Bu yıl sarıca tuzaklarım işe yarıyor.Fakat yine de ilginç olan bazı tesbitlerim var.Mesela;Fantayı tercih ederken kolaya hiç ilgi göstermiyorlar.


Bu yıl kışlama moduna girerken tekrar eski tarzıma döndüm.geçen yıl strafor kovan ile ilk defa kışlama yapmıştım.Strafor kovanda aynı ahşap kovan gibi kış boyu içeride nem yaptı.Geçmiş yıllarda ahşap kovanlarda bu sorunun üstesinden gelmek için üstte çuval , yan boş bölümde ise yine aynı şekilde gazete kağıtı koyuyordum.Çok faydalı olduğunu söyleyebilirim.


Strafor kovan üstüne kontrplaktan bir örtü tahtası kullanıyorum.Geçen yıl yaptığım gözlemlerde bunun yeterli olmadığını gördüm.Bu yıl ilave tedbir olarak üstüne bir kat olarak naylon ilave ettim.Bu sayede naylon ile kontrplak arasında oluşan ara hava  katmanı ek bir yalıtım sağlayacaktır.


Arılığımın kış örtüsü.Ağaçlarımın yaprakları yerleri gelin gibi süsledi.Her mevsim elbette hoşuma gidiyor ama İlkbahar ve Sonbahar bir farklı.Bir mevsim yaşamı diğeri ise ölümü anlatıyor....Anlayana tabii....


*******************

Hazan mevsimindeyiz....

Arılarım son hazırlıklarını da yaptılar.Şuruplamayı geçen hafta sonlamıştım.Keklerini de bu hafta aldım.Artık bu saatten sonra havanın iyice kış moduna gireceğini düşünüyorum.Kış uzak değil gibi.

Bir de ana arının da bir müddet dinlenmesi lazım.İyi gelir düşüncesindeyim.Bir veya bir buçuk ay gibi tekrar kovanda yumurta faaliyeti başlayacak.

Bu hafta bakım bittiğinde içim kıpır kıpır oldu.

Kızlarımın bütün eksiklerini tamamlamanın verdiği huzur inanılmaz bir haz.Ayrıca kovanlarımın mevcut pozitif görünümü de beni gelecek sezon için mutlu ediyor.Sonbahar boyunca verdiğim emeğin karşılığını almak güzel bir duygu.

Geçen yılın mevcut ortalamasının altında kışa girmiş olsam bile bu yıl umutum geçen yıldan daha fazla.

2017 sezonu bal rekoltesi üst seviye de yaşayacağımız bir yıl olarak düşünüyorum.Yıllardır yaptığım gözlemlerim bana gösteriyor ki ; Türkiye de bal her yıl farklı bölgede verimlilik arzediyor.Bir bakıyorsun bir yıl Erzurum bölgesi inanılmaz rekolte yakalamış , bir sonraki yıl bakıyorsun Antalya bölgesi sonraki yıl yakalamış derken bu böyle her yıl değişkenlik arzederek devam ediyor.Ortalama da ise verimin aynı bölgeye tekrar dönmesi 7 ila 10 yıl arasında oluyor.

2017 sezonu benim bölgemin sezonu olacak diye düşünüyorum.Bu yıl kış hazırlıklarımı da bu çerçeve de yapacağım inşallah.

***
Uzun zamandır terastan haber yapmadım.

Her sezon adet olduğu üzere , arılığımın en zayıf kolonilerini şehirdeki evimin terasında barındırıyorum.Bu yıl ufak bir istisna yaptım.5 ve 7 çıtalık iki koloniyi de terasta bıraktım.

Şuan itibariyle bu iki koloni hariç diğerleri 0,5 ila 2 çıta arı mevcutu arasında .Onlara yazlıktaki kolonilerim kadar ilgi gösterememiş olsam bile artık onlarda son viraja girdiler.Örtü bez değişimi , son şuruplamalar ve keklerin alımı derken artık onlarında işi bitmiş olacak.

Özellikle bir kaç yıldır terasta sarıca arılar kolonilerim için büyük tehdit oluşturuyorlar.Kuvvetli koloniler için sarıca arı bir tehdit olmaktan uzak.Fakat benim buraya her yıl en zayıf kolonileri getirdiğimi düşünecek olursak , kolonilerime çok hasar veriyorlar.

Kovan savunması olmayınca sarıcalar içeride cirit atıyorlar.Yağmalaya ve son olarakta arılarımı teker teker yemeye devam ediyorlar.

Önceki yıllarda sırf bu sebepten baya bir koloni kaybım oldu.

Bu yıl aldığım önlemler daha etkin.Bilinen sarıca arı tuzaklarını geçen yılda kurmuş ama etkili olamamıştım.Ne hikmettir bilinmez bu yıl kurduğum tuzaklardan sadece ikisine düzenli vuruyorlar.

Tuzakların içinde kola,fanta ve ekşimiş şurup kullandım.Aslında ben ekşimiş şurupun daha etkili tuzak olmasını beklerdim ama nedendir bilinmez ama çok yetersiz .Kolaya ise hiç ilgi göstermediler.Şuan sadece iki tuzağa yakalanıyorlar.Onların içinde ise fanta var.

Tuzağa onlara Sarıca arı yakalanmış olsa da bir türlü sonlarını getiremiyorum.Keşke şu fare tabletleri gibi bir ilaçım olsa bunu yiyen sarıca onu yuvaya getirse de tüm yuvayı anında çökertsem....

Elbet bir gün o da olur...

SLM ve Muhabbetle...



14 Kasım 2016 Pazartesi

SONBAHARIN SON AYINDAYIZ


Arılığımın panoramik bir görüntüsünü almaya çalıştım hala tamamını içine alabilecek güzel bir resim çekemedim.


Strafor ruşetlerimi her yıl üstten şurupluk ile besliyordum.Bu yıl yalıtımın daha iyi olacağına kanaat getirdiğimden ilk defa kayık şurupluk kullanmaya karar verdim.Kovanlarımın üstten hava akışı olsun istemiyorum.


Petek raflarım.Geçmiş yıllarda bütün yıl burada saklıyordum.Fakat bu yıl fırsat buldukça hepsini katlı kovanlar halinde saklıyorum.Burayı ise geçici kullanmayı düşünüyorum.


Telli petek rafına göre böyle katlı saklamının avantajı ise , peteklerim daha az toza maruz kalıyor.Yıl boyu açıkta kalması dolayısıyla orman içinde bile olsa bir miktar toz olabiliyor.


Eritilmeyi bekleyen miadı dolmuş petekler.Hala hafta sonları yeterli zamanım yok.İlk fırsatta mumları eritmeye çalışacağım.Arkasından arılıkta tekrar düzen ve tertip oluşturmaya çalışacağım.Şimdilik biraz dağınık.


Test kovanı.

Nadiren de olsa test yaparım.Aslında daha sık yapmam lazım...

Bu petekler sağım arkası terk yapmış bir kolonide kalmıştı.Tabii ben de tatilde olunca mum kurdu boşluktan istifade etti.

Üstündeki yapraklar ceviz yaprağı.


Peteğin bozulmuş hali Eylül başında bu idi.Yine aynı şekilde kalmaya devam etmiş.


Bu da diğer bir örnek petek.Bunun gibi toplam sekiz mum güvesi olmuş sekiz petek.

Bunların hepsini bir kovanın içine koyup üstüne ceviz yaprağı koydum ve kapattım.Acaba güve içeride gelişmeye devam edecek miydi ?



Kolonilerden çıkardığım üst şuruplukları ben temizleyemeye üşenince işi kızlarıma havale ettim.Onlar yalaya yalaya temizlerler artık ::))


Ballı çerçevelerimi de uzun bir müddet yine bu raflarda saklıyorum.Günlük bakımlarda hem gözümün önünde oluyor hem de bozulmuyor. İşim bittiğinde ise onları da yine katlarda saklıyorum.


*******************

Rahat hafta sonlarımdan birisini daha yaşadım.Acil işler listesinde çok fazla işim kalmamıştı.Rutin haftalık bakımlarda yapılması gereken kovan örtüleri ile ilgili işler kalmıştı.

Çok uzun zamandır naylon kullanıyorum.

Şurupluk olarakta yine yıllardan beri üstt şuruplukları tercih ediyorum.Buna sebep ise gece besleme kolaylığı ve de daha az arı ölümüne sebep olması gibi.

Strafor ruşetlerim bu yıl içeri su kaçırmaya başlayınca çözüm şart oldu.Ayrıca ben arının üstten hava sirkülasyonuna maruz kalmasına şiddetle karşıyım.Kovanlarımın kapaktan havalandırması olmasa da kapak birleşme boşluklarından bir şekilde hava kaçışı oluyordu.Bu na sebepde üst şurupluk için örtü naylonun da açmış olduğum delik.Kayık şurupluk koyarak tüm kolonilerin kapaktan hava sirkülasyonun minimuma indirdim.

***

Petek saklama şeklim neredeyse yıllardan beri aynı.Özel olarak yaptırdığım raflarda saklıyorum.Buraya sığmayanları ise katlı kovanlarda saklamayı tercih ediyordum.

Petekleri üç kısma ayırıyorum.

İlk kısım , ballı polenli olan petekler..

İkinci kısım , İlkbaharda ve kat atma safhası dahil verebileceğim petekler...

Üçüncü kısım ise , nektar akımında vereceğim petekler.

Alttan tam boy ızgarası olan kovanımın alt çekmecesini tamamen açıyorum.Diğer her tarafı kapalı.Üstüne katları olabildiğince üst üste koyuyorum ki bu yapı hava emişi yapabilsin.İçeride  oluşcaak iyi bir hava akımı , petekler üzerinde yaşamaya çalışacak her türlü canlıya müsaade etmeyecektir.

Arıcılığa ilk başladığım yılda peteklerimi ceviz yaprağı ile saklamıştım.Hiç petek kaybı yaşamamıştım.

Fakat sonradan ne olduysa kaşıntım mı  tuttu nerden bilemem ama bir sürü değişik saklama yöntemleri denedim.İlaçlı ilaçsız vesair.

Hepsinde de kayıp verdim.

Ne zaman ki petek raflarını kullanmaya başladım , kayıplarımda bir son buldu.

Uzun yıllardan sonra ilk defa bu yıl ceviz yaprağına geri döndüm.Gerçi rafta ve katlı saklama da bir kaybım olmuyordu.Yine aynı sistem tek fark ilave olarak her katın arasına ceviz yaprağı koydum.

Neden mi...

Dönelim test kovanına ...

Bahsettiğim gibi mum güvesinin gazabına uğramış petekleri tek katlı bir ahşap kovana koymuş üstüne ve altına da bolca ceviz yaprağı koymuştum.

Yeşil ceviz yaprağının petekleri bozulmadan koruduğunu biliyordum ama güve oluşumu başlamış bir peteğe ne yapacağını hiç bilmiyordum.

İki ay boyunca gözlemlemeye devam ettim.İlk haftalarda kurt gelişimine devam etti.Fakat ilerleyen haftalarda ilerlemenin durduğunu ve sonunda da kurtların öldüğünü gördüm.

Bilenler bilir ki bu kurtçuk peteğin içine girdikten sonra buzdolabına  koymadıktan sonra kolayına ölmez.

Özetle Ceviz yaprağının %100 faydası olduğunu görmüş oldum.

***

Kolonilerimde yavru devam ediyor.Bu hafta hala yeni günlük yumurta atışlarını kolonilerde gözlemliyebiliyorum.Son bir aylık süreçte kolonilerim kendilerini harika toparladılar.Arılıktaki kovan mevcut ortalaması 6 çıta gibi görünüyor.Sayım yapmadım onun için tahminim bu.

Geçen yıl 7 çıta ortalama ile kışa girmiş ama kötü bir İlkbahar geçirmiştim.Bu yıl bir çıta altında olsamda halimden çok memnunum.Normal şartlar altında önceki yıllar ortalamam genelde 4/5 çıta arasında oluyordu.Eylül ayından baktığımda ise 4 çıta ortalamayı tutturacakmışım gibime geliyordu.

Demek ki ben ve kızlarım arılıkta iyi iş çıkarmışız.

SLM ve Muhabbetle...



8 Kasım 2016 Salı

SEZONUN SON GÜNLERİ


Ahmet Bey , firmalarımızın Mimarıdır.

Benden bal isteyince gel yerinde görerek al demiştim.Pazar günü mesaiyi beraber yaptık.


Ahmet Bey ; senin arılar çok sakin dedi.Hatta çok fazla sakinler diye de ekledi...::))
Be kuzum biz yıllardır kuzu yetiştirelim diye uğraşıyoruz...::))
Hiç korkmadan tüm gün kovanların başında benim gibi maskesiz tek bir iğne yemeden dolandı.

Bu resime dikkat edecek olursanız içinde günlük atılmış yumurtaları göreceksiniz.Demekki doğru yoldayız...


Bu çıta ise üç çıtalık bir ruşete ait.İki çıtasında bunun kadar yavru var.Az bir besleme daha yaptım mı bunun işi de tamamdır.


Bu ise eşek arısı.

Hazırda bekleyen tellenmiş çıtalarımın arasında kendi kolonisini kurmuş.Sayıları inanılmazdı.Kolonileri rahatsız etmeye başladığını görünce müdahale kararı aldım ve imha ettim.


Arılığımdan bir kesit.


Eşek arısı kolonisinin üstten görüntüsü.On çıtayı sarmış maşallah..::))

Normalde bana zarar vermeyen canlıya dokunmam.Allah onu yaratmışsa bir görevi vardır.Bunlar normalde doğadaki bitki ve meyve zararlılarını toplarlar.Ayrıca çürümüş meyve felan.Yani bir nevi çöpcüler.Fakat benim kızların kapısına dayandın mı , o zaman işler değişir.


Sıkıştırılmış ve artık kışa hazır sayılabilecek bir koloni.Kışa girmeden son bakımda sadece boş alana gazete koyacağım ki , kızlarım kışın uzun gecelerinde boş durmasın , okuyarak kültürlerini artırsınlar ::))


Kolonilerimden kekleri henüz toplamadım.Hava sıcaklıkları hala yüksek gidiyor ve görünen o ki Kasım ayını yüksek sıcaklık değerleri ile geçireceğiz.


Arılığımdan farklı bir kesit.


*******************

Artık son virajdayız.

Ben ve kızlarım kışa hazırız diyebilirim.

Sıkıştırmalar tamam.İlaçlamalar tamam.Besleme tamam.Kısaca hazırız.

Fakat yine de rahat bırakmaya niyetim yok.Taaki soğuklar bastırıncaya kadar.

Bu hafta sonu kızlarımla güzel bir gün geçirdim.Hava şartları güzel , kızlarım sakin ve keyifleri yerinde .Haliyle ben de rahat rahat güzel bir bakım günü geçirdim.

İnsan yaptığı işten zevk alıyorsa başarı gelir.Görebilen arıcı dostlarımız resimlere baktığında emeği görecektir.

Kızlarımın kışa girmeden son yağ banyosunu da yaptım.Artık bundan sonra varoa ilaçlaması olmayacak.

***
Geçen hafta varoa mücadelesi ile ilgili Faceebookta bir video yayınlamış idik.Arkasından konu üzerine tartışmalar aldı başını yürüdü.

Bu tartışmalar benim sayfamın dışına taştı ve bir çok platforma devam etti.

Keyif aldım.Çünkü herkes fikrini beyan etti ama kimse kimseye hakaret etmedi.Genel anlamda güzel bir tartışma platformu oluşmuş oldu.

Böylede olmalı.Biz toplum olarak iki kişi konuşmayı bile beceremiyoruz.Muhatabımızı dinlemek yerine , o konuşurken biz cevapımızı hazırlamanın derdindeyiz.Sanki Dünya sadece bizden ibaretmiş gibi fikrimizi tek doğru kabul eder ve bunu da diğer insanlara kabul ettirmeye çalışırız.

Farkında değiliz ki , şuanda bile Kainatta bizden başka yedi milyar insan yaşıyor.Yedi milyar beyin ve de yedi milyar farklı düşünce demek.

Ahhh keşke farkına varabilsek ...Birbirimizin fikrine saygı duyabilsek ...herkes özgün fikrini savunabilse.....

Ama değiliz....::((

Bunun içindir ki tartışmaların seviyesini genel anlamda beğendim.Fakat aralarında bazı şakşakcılar var ki inanılmaz...

Benim yağdan bile daha yağlı...::))

Ne yazık ki bunlar ,hayatta bir duruşu dahi olamamış omurgasız insanlar.Kanaatim odur ki bu şakşakcıların yüzünden tartışma platformlarında seviye düşüyor.

Bunlar genel tesbitler.

Fakat bir işin sonuç kısmı var.

Yağlı kartonu üstemi koyalım , aşağıya mı sallandıralım..::))

Yağdaki ilaçı fabrika ayarlarsa tamam , biz ayarlarsak kalıntı...:::))

Bende diyorum ki ; ben zamanında firmalar tarafından yeterince yağlandım , artık benim yağlanmama gerek yok...::))

***

Muğla'ya değinmeden yazımı bitiremiyeceğim.

Çam balı toplantısı mı .... Çalıştay mı ....Tatil  fırsatımı ...vesair.

Çam balı toplantısı desemmm...sonuç bildirgesinde ve alınan kararlarda üreticinin elindeki balın firmalar tarafından bedavaya alınmasının önüne geçecek bir karar göremedim.Fakat arka planda firmanın birisinin sponsor olduğunu görünce çam balı toplantısının olmadığını anladım.

Çalıştay diyecem ammmaaa....yine elimizde bir bildirge yok.Arıcıların mevcut sorunlarına getirilmiş tek bir çözüm yok.Bilimsel katılım var ama bilimsel tek bir gelişme yok.

Dedimsaa...dedin baaaa....

Sonuç....kocaman bir sıfır.....

Arıcılarımız akıllı adamlar.Normal fiyatının çok altında tatil fırsatını kaçırmadılar.Bol bol deniz ve eğlence paylaşımları da bunu doğruluyor zaten.Kaçan fırsata baktığımda yanlış yaptığımı kabul ediyorum.Bundan sonraki ilk toplantıya eş dost kim varsa çağıracağım beraber bir hafta biz de tatilin keyfni çıkaralım.

Ama bundan sonraki senelerde arıcıları alırlar mı bilmem...Gelmedim ama kulağım deliktir benim....::))

Sözde bilim adamlarımız bu çalıştayda arıcıların olmaması gerektiğini sadece bilim adamlarının olması gerektiğini felan dost sohbetlerinde söylüyorlarmış....

Öyle ya ...sen kimsin ki o otelde saygıdeğer bilim adamlarımızla tatil yapıyorsun....::))

Toplamda dört arıcı konuşturmuşlar...Katılsaydım emin olun sadece bunların toplantısına girerdim.Sahadan gelen , yaşadıklarını anlatan insanlar.

Bakın buraya yazıyorum.Bu bilim adamlarımızın %5 inin arı kolonisi varsa ben bu yazdıklarımı yer yutarım...::))

Bilime ve gerçek Bilim adamlarına saygım sonsuz.

***

Aslında yazımı bitirmişdim ama Muhteşem Abim yazmış ,''Galiba iyilik öldü''

Öldü Abi öldü...

Ne zaman öldü biliyormusun....

İnsanoğlu ; diğer insanları , ihtiyacı olduğunda kullanacağı bir stepne olarak düşündüğü gün öldü...

SLM ve Muhabbetle...