23 Mayıs 2014 Cuma

OĞUL ZAMANI



Dört oğulun bir araya geldiği istisnai bir durum.en azından ben hayatımda ilk defa şahit oluyorum.Resmin tarihine dikkat edin , bu ilk resim.


Aradan bir gün geçiyor , bir miktar arı alıp  başını gidiyor diğerleri nöbete devammm::))


11 Mayıs ve benim nem sorunum hala devam ediyordu.Havada nem varsa ondan fazla benim kovanın içinde vardı.


Bu resimi ise , alttaki havalandırma ızgarasını ne kadar açtığımı göstermek için yayınladım.Yarısından fazlası açık ama yine de nem devam ediyordu:(


Dün yine arılıktaydım , bakalım nöbetçiler yerinde mi dedim .Tarihe dikkat aynı oğul yine ağaçta asılmaya devam ediyor.Mübarek oğul değil sanki , armut olgunlaşmayı bekliyor::))


Oğulu alma denemelerim oldu olmasında da hepsi hüsran ve aşı dolu::)) En son yapabildiğim kovanı altta yerleştirdim ve kovana dayadım oğul kokusunu.Nafile onuda yemediler::)) Keklenen sadece 1,5 çerçevesi oldu bende onlara ödül olarak ana verdim.


Ercan ve Emine Hanım Bektaş çifti pazar günü arılığımda idiler.Misafirimdi diyemiyorum çünkü ikramda bulunmak ve ağırlamak için herhangi bir zamanım yoktu:( Birbirlerine fazlası ile yakışıyorlar , Allah bir yastıkda kocamayı nasib eder inşallah.


Ercan bu , eşek arılarına merak sardı ::))

Eski petekleri karıştırınca , keşfedilmemiş yuvasını buldular :)

*******************

İki haftalık ara verme durumu söz konusu oldu.bunun sebepi devam edegelen olumsuzlar değildi tabii.Mevcut olumsuzluklar ne kadar canımızı sıkmış olsa , havamızı bir miktar kaçırmış olsa da , bizler Yaratana inanmış insanlarız.

İş hayatımımdan gelen yoğunluk , kolonilerin getirdiği iş yükü ile birleşince yayın yapacak fırsatımda olmadı.

Peki biz bu arada neler yaptık.

Nem sorununa katkı sağladığını düşündüğüm arı yemini keserek bu sefer kendim invert şurup yaptım.Fakat gördüm ki nemin yemle bir alakası yoktu.Hava lodosa dönünce , yani hava kuruyunca benim kovanların içi de kurudu.

yıllardan beri aynı sistem üzerine kovan kışlatıyor ve aynı ahşap kovan sistemlerini kullanıyorum.Hiçbir yıl olmayan nem sorunu bu yıl neden bu kadar beni etkiledi hala çözebilmiş değilim.Artık sorunumuz da gelecek yıla kalmış oldu.Ne de olsa yaza çıktık.

Koloni gelişimleri yeterli ilerlemeyi sağlamayınca , bende bu sefer yoğun bir program uyguladım.Normal yıllarda Mayıs başında kestiğim beslemeyi bu yıl devam ettim.Üstelik , Pazar , Çarşamba , Cuma günleri olmak üzere üç gün.Tabii sadece tadımlık.Stok yapmaya az meyledenin şurupunu kestim.

Buradaki amaç , kolonilere nektar döneminde en yüksek nüfusa ulaştırmak.Başarılıda oldu diyebilirim.Kolonilerimin %90 nı kata çıkardım.Çıkamayanlarda zaten oğula gidenler::((

Nem sorunun hallettim derken , bu sefer başıma oğul problemi çıktı.Anaları 2013 , daralma yok, beslenme ve mekan iyi ama niyet bozuk.Kontrollerde yakalayabildiğim kolonilere müdahale ettim ama aradan kaçanlarda vardı tabii.

dört oğul gözümün önünde çıktı.Sadece seyreyledim.Başka ne yapabilirdim ki::(( Meşe ağaçları 10 m civarında ve bir çoğuna merdiven bile dayama ihtimali ve imkanı yok.

İlginç oğul deneyimleri de başıma gelmiyor değil hani.

Pazar günü , iki oğulun bir ağaçta asıldığını gördüm.Ayağımı arılığıma attığım anda bir koloninin daha oğul attığını gördüm.O da başka bir ağaça iki salkım yaptı.Yenisi toplanırken ben eski salkımı tamamlamış iki oğulu nasıl alırım diye düşünürken, yeni çıkan iki oğul aniden hareketlendi ve diğer iki oğulun ağacına sarıldı.

Bir anda ağacın tepesi karıştı.Dört oğul . bir oğul olursa ne olur:::(((

Nerden baksan rahat 20-25 çıtalık oğul::(((

Ve alınabilecek bir nokta da değil.İlk önce yapacak birşey yok dedim bıraktım ama sonra birşey yapmadan da gitmelerini seyredecek değilim dedim.

Demez olaydım::))

O kadar büyük koloni 10 metrelik meşenin tepesinden bir kişi ile alınabilirmi ?

Biz Karadeniz de sepet deriz , büyükçe bir kovaya uzun bir lampiri çıtasını bağlayarak oğulu buna silkelemeye çalıştım.Tabii bende ağaçın tepesinde.

Ufak bir kısmını düşürdüm ama kalkan oğul beni bir sardı ama pir sardı.o kadar yoğun ilgiye mazhar kalınca ,elimdeki kovayı da bırakmak zorunda kaldım.Ehh aşağıya düşen arılarda  ağacın tepesinde benden ilgilerini eksik etmediler.:::)))

Kendimi bir an için ağacın tepesindeki ayı gibi hissettim)))

Ayı gibi de kayarak indim zaten::))

Etrafta biraz turladıktan sonra geldim.Arılar da beni sevmekten vazgeçmişlerdi zaten.Onları kendi haline bıraktım ve kendi işime döndüm.

Ercan bektaş , Emine Hanım ve ismini unuttuğum Paşaköyden arıcı dostumuz geldi.( kusuruma bakmasın o kadar iğneden sonra , bu kadar unutkanlık olur))

Oğulu onlara da gösterdim:tabii her arıcı gibi içleri gitti ama ...buyrun dedim meydan sizi::))

Yemedi tabiii ::))

Köyümüzün hocası geldi, o da iyi bir arıcıdır.Ona oğulu gösterdim.

Acaip içi gitti.Almalıyız dedi, buyur hocam meydan senin dedim::))

O da yemedi , ama aklı hala orada...

Akşam üzeri konan oğulun bir kısmı kalktı.Gidiş o gidiş.artık nereye gittiyse.....

15 tuzak kovanım var, ve nerdeyse hepsini oğul kokusuyla yıkadım ama nafile,Kendi oğullarımı bile yakalamaktan acizim.Daha siftah yok::((

Kokuya giden paralar ziyan oluyor gibime geliyor...

İşler bitmeyince , pazartesi günü 19 Mayısı arılıkta kutlamaya karar verdim.

Pazartesi arılığı adımımı attığımda oğulun hala aynı yerinde olduğunu gördüm.Belliki dört oğul birbirine karışınca anaların fenomen birbirine karışmış , geride kalan oğul salkımında ana da kalmamıştı.Çarşamba günü gittiğimde oğul bir miktar daha zayıflamış olsa da hala yerinde durduğunu görmek beni şaşırtmadı değil.

Akşam bıraktığımda hala oradaydı.Pazar gününe kadar beklerse , birşeyler tekrar düşünebilirim belki::))

Oğullar çıkmaya ve kaçmaya devam ediyorlar.Bende geride kalanları birer çıtadan bölmeye devam ediyorum.Bakalım bu iş nereye varacak.

Mevlam neylerrr, neylerse güzel eyler...

SLM ve Muhabbetle...

10 yorum:

miriliburak dedi ki...

Abi selamlar;

Gördüğüm en süper oğul diyebilirim.

10 mt den oğul nasıl alınır aklıma ilk gelen paslanmaz su boruları.

Genelde hurdacılarda görüyorum ve çok ağır olmazlar.

Küçük bir düzenleme ile 5+5 veya daha farklı şekillerde imal edilebilir.
Bir taraf sabit iken diğer taraf veya taraflar makara sistemi ile yukarıya doğru uzatılırsa uç kısmında bir kova tam oğulun altına gelince sallarsın en azından içine düşenler kalır.

Kova dediysem illa plastik olacak değil.
Limon sandıklarının tahtaları çok hafiftir.
Keklik kapanı gibi, kutunun ağız kısmı üstten ağırlığı alınca içe doğru kapı gibi açılıp ağırlığı içeriye alınca kendiliğinden kapanır bu sayede aşağıya ininceye kadar arı kaçamaz da.

Hakikaten oğulun göz göre göre kaçması çok üzücü.

Belki yazdıklarımı sende düşünmüşsündür ama her sene çektiğin bu dertten de böyle benzeri bir alet olmadan kurtulamazsın.

Hayırlı günler dilerim...

Unknown dedi ki...

Yusuf abi ogul gercekten acayipmis..
Senin icin hayirlisi olsun , canin sagolsun.
Ama agactaki macerana cok güldüm; )
Gecen hafta bende agactan aldim ogul. 3 kere assagi dusurdugum halde öpen olmadi sükür..

muhteşem turunç dedi ki...

Ahh be orada olmak varmış:)))ne görüntülerdir onlarda mahrum kaldı millet tabiki:)) senin oradaki ağaçların yüksekliğini görmüş biri olarak tek çaren var gibi geliyor bana oda anaların kanadını kesmek. Oraya gelen arıcılar kahrolmuştur:))bir arıcı için en zor olan daldaki oğulu alamamak olsa gerek. Sağlıcakla kal.

Unknown dedi ki...

Yusuf bey,selamlar kimin içi gitmezki ne oğulmuş oyle tabi öyle bir oğulu alamamakda ayrı bir dert.Ağaç tepelerinde gecicek gibi zamanın kolay gelsin.

MİNİK ARICI dedi ki...

Sayın Yusuf Bey
Selamün aleyküm
Allah kolaylık versin.
O ne mutheşem bir oğul fotografı. Üstelik dördü bir arada. Süper bir manzara.
Alamamak iyi olmamış, insan üzülüyor. İnşallah pazar günü alırsınız.

Yüksek binalarda cam silmek veya boyacıların kullandığı, iç içe geçen alüminyumdan yapılan hafif saplara bir torba dikilip oğul almada kullanıla bilinir.

Yada uzun budama makaslarının ağzına kafes yapılabilinir. Makasla dal kesilince oğul kafese, yani kovana. (Bunu ilk senemde uyguladım. O zaman blogum yoktu.)

Her halükarda pazar günü gitmemişlerse alıp kovana koyacağınıza eminim.
Selam, saygı ve muhabbetle...

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Bu oğul ile rekorlar kitabı vardı ona müracat edilebilir:))
Böyle bir oğulu almaya çalışan birisi anlatmıştı varil gibi oğuldu altına girdim ayar yaparken arkadaş ağacı bir salladı baştan aşağıya duş almış...
Oğul zamanı sen arılığa bir vinç kiralaman gerekiyor.
Ayrıca oğul için sepete gerek yokki, almanların videolarında görmediniz mi, tül perde ile çuval ağzına bir çember tamamdır...
Ayrıca ben orada olsaydım o oğul alınırdı bizden kaçmaz....
Oğulların çıkması işlerin raydan çıktığının bir başka göstergesidir, olumsuz havalarda işin tuzu biberi...
Rutubeti kafaya niye takıyorsun, rutubetsiz hayat yok, bana göre sorun değil, kovan içinde %60 rutubet olmadığında zaten ana arı memeden bile çıkamıyor...
Beslemeyi kes rutubet filan kalmaz...
Bektaş çifti mankenlere taş çıkarttırır onuda belirteyim, Allah mutluluklarını daim etsin....
Eşek arısı mücadelesini üreterek mi yapıyorsun.

Sağlıcakla kal

yusuf şimşak dedi ki...

SLM...

Fatih Bey.

Böylesine büyük bir oğulun kaçması arıcı dostlarımı rahatsız etmeseydi şaşardım zaten::))

Bugün itibariyle oğulumuzun bir kısmı hala nöbete devam ettiğinden 9 m lik bir aliminyum katlanır merdiven siparişi verdim.Ehh yarına kadar da kaçmazlar diye düşünüyorum::))

Zülfü Bey.

Aslında oğul arısı malumunuzdur ki pek aşıya meyilli değildir.Sebepi de kursağı bal ile dolu olduğundan , insanla uğraşmak istemiyor.Tabii bu normal arı ırkları için.Malum benimkiler biraz azman::))

Muhteşem Abi.

Sorma abi.Sadece resimleyen birisi olsa bir fotoroman çıkardı::))

Bu yıl sonbaharda ara verdiğim ana kanadı kesme işine tekrar döneceğim.Sana katılıyorum yapacak başka birşey yok.Haftanın iki günü hadi oğulları yakalayacak sistemi kurduk diyelim , diğer günler ne olacak.

Benden günah gitti , kendileri kaşındı::))

Emrah Bey.

Oğul arıcının sevimsizidir.Taaki yakalayana kadar.Yakalarsan iyi de yakalayamazsan benim gibi arkasından bakarsın::))

Muhittin Hocam

İçin gitmeseydi zaten arıcı demezdim::))

Bugün baktım hala bir miktarı yerinde duruyor.Bahsettiğin merdivenden aldım.Bakalım bu sefer ne yapacağız::))

Sayın Bakanım.

Hayatımda gördüğüm en baba ve karmaşık oğul.Bir haftadır yerinde kalan oğul olur mu ? deseler inanmam ama var işte::))

BU hafta alacağım inşallah.

Sepet sistemlerini denedim ama onu havada tutmam mümkün olmadı.Naim süleymanoğlunu çağırsaydım belki olurdu::))

Nem fazla olunca malum arıya yaramıyor.BUnu kovanlar arasındaki hafatlık gelişimlerine bakarak söylüyorum.Bir kovanda belirgin derecede nem olmuşsa , bakıyorum o kovan o hafta gelişme kaydetmemiş.Nem olmayan koloniler ise o hafta da kademe kaydediyor.Yani haftalık olağan gözlemlerimden çıkardığım sonuçlar bunlar.

Canımı sıkan nokta ise hala sebepini tespit edebilmiş değilim. İnşallah gelecek sezon bir çözüm bulurum.

SLM ve Muhabbetle...

Unknown dedi ki...

S.a Yusuf kardeşim,
Büyük oğul resimlerin güzelde, yüksek meşe ağaçlarına çıkmanı tavsiye etmem, Allah göstermesin kaza olabilir.
Ben de Muhteşem abim gibi Ana arıların kanatlarını kesmeni
tavsiye edecem, en azından yerden oğul toplarsın :)
Nem problemine tavsiye olarak, bir de naylon örtü bezini değiştir yerine çuval dene, yukarsı biraz kapaklardan da hava alsın.

Selamlar saygılar.


yusuf şimşak dedi ki...

SLM...

Mehmet Kardeşim.

Güvenlik acısından ve de olası sonuçlarını düşündüğünde haklısın.Çıkmamam gerekiyor.Arıxı olarak düşündün mü işler değişiyor::))

KOvanlarda senin orada uyguladığın gibi , kapaktan havaladırmayı kaldırmıitım.Bütün kapakları yeniden hava ızgarasız yaptırmıştım.Söylediğini düşünmedim değil ama bende olan nem sende neden olmuyor.Ayrıca , geçen iki yılda da kapak aynıydı , neden olmadı.Sorlar çok ama hali hazır cevapım yok...

SLM ve Muhabbetle...

Unknown dedi ki...

slm yusuf abi internette arı oğul resimlerine bakardım. bu kadar büyük oğul olmaz, saçmalık derdim ama gerçekten Türkiye'dede varmış kaçmasına çok özüldüm. kim olsa dayanamaz çıkardı, ben olsam gece bile çıkardım o oğulu gördükten sonra uyku gözüme girmezdi.